10 Ekim 2017 herhangy

Bir Dünya Müzik – 2016 Kasım

Rahmi Mert Özcan ‘Bir Dünya Müzik’ dergisindeki Kasım ayı yazısında Manowar’ı anlattı. 1980 yılında New York’ da doğmuş ve dayandırdığı felsefe ve marş niteliğindeki şarkılar ile kendisini kısa sürede büyütmüş, savaş ve mitolojiyi felsefe edinmiş bir grup olan Manowar, güç temasını en iyi işleyen grupların başında gelmektedir!

SAVAŞ TANRILARI


“ Umutlar ve hayaller savaşın ortasında,
Rüzgârın efendisi bilir hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını.
Ruhlarımızın erimesidir dolapları çevirenlerin dileği.
Hayallerimizi yıkanların idareyi eline alması. “
(King – 2007)

İngiltere ve ABD’de 1960’ların sonuna doğru gelişen, Blues ve Rock & Roll türlerini temel almış, kalın ve ağır sesinin yanı sıra disturtion, solo gitar gibi kendine özgü elementlere sahip; görsellik, dış görünüş, logo ve albüm kapaklarıyla da her zaman iddialı ve büyük ölçüde dikkat çekici nitelik kazanmış “Heavy Metal” türünden bahsediyorum. Hiçbir popüler müzik türünde olmadığı kadar depresif konulardan ilham alan bu tür Led Zeppelin, Black Sabbath ve Deep Purple ile ünlenmiş, daha sonrasında Judas Priest etkisiyle Blues’dan ayrışmış, Motörhead dinamikleriyle de sertlik ve hız kazanarak bu müzik tü- rünün gelişimini sağlamıştır. 1980 yılına geldiğimizde ise bu metal felsefesini daha farklı tarafa koymuş ve şarkı sözlerini çoğunlukla fantastik ve mitolojik konular üzerine dayandırmış, özellikle de İskandinav mitolojisini temel olarak almış ABD’li heavy metal grubu “Manowar”, kısa sürede bu tarzda farkını ortaya koyarak isminden fazlasıyla bahsettirmeyi başarmıştır.

“ Odin, savaşta ölenler burada bekliyor.
Sadece senin yanına geçmek için.
Kapılar ardına kadar açılsın
Biz savaş tanrılarıyız. “
( Gods of War – 2007)

Manowar 1980 yılında New York’da doğmuş ve dayandırdığı felsefe ve marş niteliğindeki şarkılar ile de kendisini kısa sürede büyütmüş bir gruptur. Felsefe olarak savaş ve mitolojiyi konu alan grup kimileri tarafından milliyetçilik yapıyor algısıyla eleştirilse de grubun sembolize ettiği şey tamamen günlük hayattaki mücadelelerden başka bir şey değildir. Hatta güç temasını en iyi işleyen grupların başında gelmektedir. Grup bütünlüğünü de müziğinde olduğu gibi istikrarlı kılmış olan Manowar, Eric Adams gibi müthiş bir vokale, basgitarında vibrato kolu olan, gitarı dirseği ile yere sürterek veya daha nice şekillerde çalabilen, grubun ağırlıklı olarak şarkı sözlerini yazan, Kızılderili soyundan gelen Joey De Maio’ ya, “Hail and Kill” gibi bir başyapıt ortaya koymuş elektro gitarist Karl Logan’a ve Donnie Hamzik ve 2011 yılında kaybettiğimiz baterist Scott Columbus gibi önemli müzisyenlere sahip olmuş bir gruptur. 2005 ve 2010 yıllarında İstanbul’da verdikleri konserler ile de fanlarını mest etmeyi başarmışlardır.

“ Savaş tanrısı Odin ve Thor için kardeştir ateş tanrısı Loki.
Ebediyen saltanat sürer.
Bir kurdun babası ve denizin yılanı.
Bir devdir o! “
( Loki God of Fire – 2007 )

Manowar felsefesinde İskandinav tanrıları şarkı sözlerinin birçoğunda temeli oluşturan ögelerdir. Kuzey Avrupa’daki Danimarka, İsveç ve Norveç ülkelerinin oluşturduğu İskandinav coğrafyası Manowar şarkılarının tam içine giriyor. Özellikle bu mitolojide kullandığı en önemli üç tanrı Odin, Thor ve Loki’ dir. Odin, İskandinav mitolojisinin en büyük tanrısıdır. Adı tahrik, hiddet ve şiir anlamına gelir. Savaş ve bilgelik tanrısı da denilebilir. Odin’in güneş gibi parlayan tek bir gözü vardır. Diğer gözünü bilgelik kuyusundan içebilmek için feda etmiş ve sonsuz bilgi elde etmiştir. İngilizcedeki Wednesday (Çarşamba) günü Woden’s Day (Odin’in günü) ‘den gelmektedir. Kuzey mitolojisinin Zeus’u denilebilecek bir tanrıdır. Yeryüzünü ve cenneti yönetir. Thor, şimşek tanrısıdır. Çekiç ile sembolleşir. Fırlattığında geri dönmesi gibi doğaüstü güçleri vardır. İngilizcedeki Thursday (Perşembe) günü Thor’un adından gelmektedir. Loki ise kötülük tanrısıdır. Şekil ve cinsiyet değiştirme yeteneğine sahiptir. İşte Manowar bu üç tanrıyı ve daha çok sayıda mistik ögeyi belirli bir inanca bağlı olmadan şarkılarında uyum içinde kullanabilmeyi başarmıştır.

“ Kadim tanrılar beni çağırıyor.
Görünmezim, sessizce ilerliyorum.
Beni arıyorlar ama bulamıyorlar.
Orada olmadığımı düşünüyorlar.
Tek bir büyüyle onları yerin dibine gönderiyorum. “
( Ride The Dragon – 1992 )

Manowar grubu ilk piyasaya çıktığında aslında mizahi bir oluşum sanılmıştır. İçinde bulundukları kültürden dolayı da hareketleri çoğu insana ters gelmiştir. Kendilerinin bir röportajda dediklerine göre hiç bir zaman teknik olarak da müzikal iddiaları olmamıştır. Öyle söylemiş olsalar da 1984 yılında en yüksek sesli performans rekorunu 139 desibel kırarak Guinness Rekorlar Kitabı’na girmeyi başarmışlardır. Bu rekor yine onların dediğine göre kırılmak için yapılmış bir deneme de asla olmamıştır. Sadece kırılmıştır. 1980 yılında Joey 8 telli basıyla “Battle Hymns” albümüne imzasını atmış, 1987’de ise power esintiler ile dolu “Kings of Metal” yayınlanmış ve Manowar grubunun altın çağı başlamıştır. O yıllarda artık dünyanın en iyi iki üç metal grubundan biri olarak görülmeye başlayan Manowar 80’lerin sonlarında “Metalin Kralları” ünvanını da almıştır. 2002 ve 2007 yılındaki senfonik etkilerle dolu “Warriors of The World” ve “God of War” yine en önemli Manowar albümleri arasına girmeyi başaran çalışmalar olmuştur. Son olarak 2014 yılında “Kings of Metal”i yeniden aranje edip yayınlayarak da son albüm çalışmalarını gerçekleştirmişlerdir.

“ Dur ve savaş!
Kalbinle yaşa!
Her zaman bir şans daha vardır,
Ölmekten korkma!
Hissettiğine bak!
Çelikten bir kalp ile doğduğunu unutma! “
( Heart of Steel – 1997 )

Son 35 yılda müziğini neredeyse hiç değiştirmeden sunan Manowar 24’ü tekli 3’ü canlı olmak üzere toplamda 44 albüm yayınlayarak önemli bir başarıya imza atmıştır. Tanrı, Dünya, savaş, savaşçı, kalp, ölüm, korku, kavga ve zaman gibi kelimelerden oluşan basit, küçük bir dağarcığı kullanarak ve bu kelimelere büyük anlamlar yükleyerek bu muhteşem albümleri yapabilmiştir. Mayıs 2016’da almış oldukları kararla “Son Muharebe” ( The Final Battle ) adıyla son dünya turnesini yapacaklarını ve bunun veda turnesi olacağını duyurmuşlardı. Bu vedaları sevenlerini hüzünlendirmiş olsa da doğru bir karar olduğunu düşünen kitle tarafındanım. Efsane olarak anılmak ve veda etmek bu tarz gruplar için oldukça önemli. Tarzlarından ödün vermeden ve gözle görülür performans düşüşü yaşamadan kariyerlerini başarıyla ve efsane olarak noktalamış olacak Manowar. Bu efsane grup için son olarak söyleyeceklerim ise; dinlemekten korkma, sadece hissettiğine bak! Sonrasında bir şarkısına bakıp da sakın ola hemen yargılama, her zaman bir şans daha vardır unutma! Kalbinle yaşa! Müziğe, hayata ve zamana üreterek bir şeyler kazandırmış bu grup için hiç yapmadığını yap dur ve savaş! Sonrasında tabii ki yine ne hissettiğine bak! Çelikten bir kalple doğduğunu unutma!


Rahmi Mert Özcan – Bir Dünya Müzik 2016 Kasım Sayısı Yazısı



, , , , ,