Rahmi Mert Özcan ‘Bir Dünya Müzik’ dergisindeki Şubat ayı yazısında hayatımızda iz bırakan sanatçıların Şubat ayında bize vedasına değindi!
MEVSİM KIŞ AYLARDAN ŞUBAT
Önce şöyle bir gözlerimi kapatıyorum loş aydınlıkta… Sonra düşlüyorum, düşünüyorum… Başta sözleri geliyor şarkıların aklıma, hemen sonrasında ezgileriyle tamamlıyorum kalan boşluğu. Ezgiler sayesinde daha da çok yaklaşıyorum karşımdakine hatta biraz da yakınlaşıyorum. Bazen kendimden bir parçama eşlik ediyor, bazen de sadece o olup onun gözüyle görüyorum dünyayı. Anlattıkları dillerden dile dolanmış, duygular notalarla kulaktan kulağa yayılmışken herkes gibi o anı herkesle paylaşıyorum.
Sevincimi; “Sen de biraz naz ediyorsun ama senin bana gönlün var gibi gibi…” dizeleriyle yaşarken hatıralarıma selamımı ” Ve işte arda kalan bir küçük resim şimdi… ” sözleriyle veriyorum. Devamı geliyor da geliyor tabi ki! “Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar yer yüzünde sizin kadar yalnızım…” diyen yalnızlığım bir köşede bana fısıldarken aşka aşık olanların dilinden başka bir söz kıvrılıveriyor “Sevmekten kim usanır… ”
Geliyor da geliyor şarkılar, mevsim kış aylardan Şubat. Gözümün önünde her daim o unutulmayacak sanatçılar… Yitirdiğimiz ama gurur duyup her daim övüneceğimiz, yaşatacağımız unutulmazlarımız. Bizim sanatçılarımız… İyi ki varlar…
BARIŞ MANÇO (01.02.1999)
Şarkıcı, besteci, söz yazarı, TV programı yapımcısı ve sunucusu. Biter mi? Bitmez. Aynı zamanda köşe yazarı, Devlet Sanatçısı ve Kültür Elçisi’dir. Türkiye’de rock müziğin ve Anadolu Rock türünün de öncülerinden olan Manço 7’den 77’ye tüm toplumun hafızasına kazınmış önemli bir sanatçıdır. Ona veda ettiğim ve en sevdiğim şarkısı…
“Unutma ki dünya fani,
Veren Allah alır canı
Ben nasıl unuturum seni
Can bedenden çıkmayınca…”
(Can Bedenden Çıkmayınca – 1989)
CEM KARACA (08.02.2004)
Muhtar Cem Karaca, Türk rock müziği sanatçısı, besteci, tiyatrocu, sinema oyuncusu. Anadolu rock türünün kurucularındandır. Birçok grupla çalışmış, kurucu ve yöneticisi olmuş, güçlü bir rock kültürü yaratılmasında Barış Manço gibi öncülerden olmuştur. Ona veda ettiğim ve en sevdiğim şarkısı…
“Bugün sen çok gençsin yavrum
Hayat ümit neşe dolu
Mutlu günler vaat ediyor
Sana yıllar ömür boyu
Ne yalnızlık ne de yalan üzmesin seni
Doğarken ağladı insan
Bu son olsun bu son… “
(Bu Son Olsun – 1980)
MÜZEYYEN SENAR (08.02.2015)
Cumhuriyetin Divası olarak kalplerde taht kurmuş muhteşem sesli kadın Müzeyyen Senar… Benzemez kimse sana başta olmak üzere şarkılarıyla tüm gönüllerde taht kurmuş Müzeyyen Senar bugün yaşamış olsaydı tam 100. Yaşını kutluyor olacaktı. Türk Sanat Musikisine kazandırdığı eserler ile unutulmazlar arasına girmiş sanatçının ona veda ettiğim şarkısı…
“Ne olursun güzelim sevsen beni.
Yar deyip de sinene sarsan beni.
Bir gün öldüreceksin, en sonunda sen beni…
Dalgalandım da duruldum,
Koştum ardından yoruldum… “
(Dalgalandım da Duruldum)
TEOMAN ALPAY (13.02.2005)
Ankara Radyosu’nun açtığı ud sınavını kazanarak, radyonun saz sanatçıları arasına katılmış ve kendi dalında aşama kaydederek, Türkiye’nin en genç Türk müziği yayınları şefliğine kadar yükselmiş olan ve Erzurum Radyosu müdürlüğü yapan Türk müziği bestekârıdır. Şarkılarıyla gönüllere dokunan hemen hemen tamamımızın belleğinde yer etmiş, hüzünlerimize eşlik etmiş şarkılar bırakıp gitmiş önemli bir sanatçıdır Teoman Alpay. Ona veda ederken içimden defalarca söylediğim şarkı…
“Nasıl geçti habersiz o güzelim yıllarım.
Bazen gözyaşı oldu, bazen içli bir şarkı.
Her anını eksizsiz, dün gibi hatırlarım.
Dudaklarımda tuzu içimde durur aşkı.”
(Nasıl Geçti Habersiz – 1993)
NERİMAN ALTINDAĞ TÜFEKÇİ (04.02.2019)
Neriman Altındağ Tüfekçi, İlk kadın Türk Halk Müziği solisti ve ilk kadın şefidir. Barak, bozlak ve uzun hava yorumlarıyla insanın dertlerine mühür vuran sanatçı, tartışılmaz Türk Halk Müziği’nin en yetkin kadın sanatçılarından birisidir. Yıllarca TRT Radyosu aracılığıyla, müziğimizin geniş halk kitlelere yayılmasını sağlamış, halkın gönlüne taht kurmuştur. O güzel billur sesli sanatçımıza veda ettiğim şarkı…
” Bir dalda iki elma,
Birini al birin alma.
Kurban olduğum Allah,
Canım al yârim alma. “
(Bir Dalda İki Elma – 1963)
OSMAN ZEKİ ÜNGÖR (28.02.1958)
Osman Zeki Üngör besteci, orkestra şefi, keman virtüözü. Hepimiz tarafından Türkiye Cumhuriyeti’nin ulusal marşının bestecisi olarak tanınmış bir sanatçıdır. Osmanlı sarayında ilk Türk kemancısı olarak yetiştirilmiş olan müzisyen birçok klasik batı müziği bestecisinin keman konçertolarını da Türkiye’de çalan ilk Türk kemancıdır.
Şubat ayını bırakırken geride yitirdiğimiz tüm sanatçılarımızı saygıyla anıyorum. İyi ki varlar ve bıraktıklarıyla her daim bizimle yaşayacaklar.
Özlemle…
Rahmi Mert Özcan – Bir Dünya Müzik 2019 Şubat Sayısı Yazısı