15 Şubat 2022 herhangy

Bir Dünya Müzik – 2022 Şubat

Rahmi Mert Özcan ‘Bir Dünya Müzik’ dergisindeki Şubat ayı yazısında bizi iyi hissettiren şarkılara değindi!

ŞARKILARDA KAYBOLDUK


Hayattaki en büyük şansımız ömrümüzde, uzun-kısa fark etmez, kendimizden bir şeyler biriktirebilmektir sanırım. Sadece bize dair dünyamızda çıktığımız bu yolculuk, pek çok şeyi hayal etmemizi, yeni tecrübeleri, ilk heyecanları, farklı yaşamları, başkalarının hislerine dokunmayı, bir anlık da olsa sağlam bir nefes almamızı sağlayabiliyor. Sonrasında ise iş bunları paylaşmaya geliyor ve zaten paylaşılmış olanı bu kez biz, bize dairmiş gibi yaşamaya başlıyoruz. E durum da bu son cümlem kadar bir anda karmaşıklaşıyor.

Sanırım sevdiğim bir şarkıyı dinlediğimde, o ezgileri kendime ilk yakın hissettiğimde, koşa koşa anlattığımda bazen de hayatımın tam ortasına koymadan önce, süreç olarak yukarıdaki karmaşıklıktan geçiyorum. E müzik de tam olarak bu değil mi? Başkalarının duygularına kulak verirken kendimize de sorular sorduran, şarkılardaki sözlerden geçip ruhumuzu dolduran…

Kendi ruh halimize göre şarkılar seçmişiz, her duruma ayak uyduran isimlerle hayatın ritmine bırakmışız, akıtmışız kendimizi özgürce. Akan hayatın bu ritminde sevdiğimiz bir sürü şarkı, şarkıcı veya grubu benimsemiş ve sayılı-sayısız onların hayranı olmuşuz. Plaklarını alıp, CD’lerini toplamış, bir müzik kutusunda bozukluklarımızı harcamışızdır. Hatta kasette en sevdiğimiz şarkıyı belki de 10. kez geri sarıp, yine defalarca aynı şarkıyı söyleyip ezberlemişizdir. Yıllar boyu dinlediğimiz grup veya müzisyenler olmuş da devamlılığını sürdürmüşlerse ve artık birer efsanelerse, bekleriz de bekleriz yeni bir ürün yaratsın ve en güzel rafta yerini alsın diye.

İşte tüm bunlardan yola çıkarak daha önce de “Müzik Kutusu” köşemde sayısız örnekler sunduğum bana özel şarkılar serisinde unutulmayacak kadar güzel ve her dinlediğinizde sizi farklı hissettirecek şarkılara küçük notlar da ekleyerek  yelken açıyorum…

 

THE ROLLING STONES – RAIN FALL DOWN

“Ve Yağmur yağdı bu soğuk ve yaşlı şehirde.
Her zaman ki ıvır zıvırlar,
Her zaman ki kalitesizlik.
Ve yağmur, yağmur, yağmur…”

70’lerin efsane gurubu 2005 yılında çıkardığı bu şarkıyla zamana nasıl meydan okuduğunu bize  gösteriyor.
İngiltere ve ABD’nin özellikle Blues, Jazz, Pop ve Rock alanlarında dünya üzerinde payı çok ama çok büyük. O kadar iyi müzisyenler yarattılar ki özellikle 80’lere kadar olan süreçte piyasada kim albüm çıkartsa hep büyük beklentilerle izlendi. Birçoğu iyilerin yanında eksildi, kimisi ise zirvede daha müziğine doyamamışken bu dünyaya hoşça kal dedi. Şanslıysak eğer The Rolling Stones gibi yaşayan efsaneler sayesinde yitirdiklerimizin ruhunu, o dönemin ruhunu bugün hala yaşıyoruz ve daha da saygı duyuyoruz…

 

B.B.KING – THE THRILL IS GONE

“Tek bildiğim şimdi özgür olmam.
Tek yapabildiğimse iyi olduğumu dilemek… “

B.B.King’in bu dizeleri Blues hissiyatını anlatan kısa bir özet gibi. Umudu, hüznü, özgürlüğü ve acıyı bir nakaratta yaşatıyor bize. Sadece dizeleriyle değil, ona hayat veren ve daha da içimize işleyen gitar sololarıyla Blues’a bambaşka bir anlam kazandırıyor.

 

CAT STEVENS – MORNING HAS BROKEN

“Sabah kırılmış, tıpkı ilk sabah gibi.
Yağmurun yeni düşüşü ne tatlı, cennetten aydınlık.
Tıpkı ilk çiğ gibi, ilk çimenin üstündeki.
Ayağının geçtiği yerin bütünlüğüne bahar geldi.”

Bu dizeler ve şarkının kulağımda dolanan melodisi adeta sanatçıyı özetleyen bir yapıt gibi. Evet, kendisi olmayı başarabilmiş önemli müzisyenlerden birisi de kesinlikle Cat Stevens’tır. Özellikle 1960-1970 dönemlerine tamamen damga vurmuş, İngiliz pop-rock müziğinin içinde kendisini en yukarılara taşımayı başarmış olan Stevens, gitarını, piyanosunu, kontrbas ve perküsyonunu kayıtlarının çoğunda tek başına çalmış, grup kültürünün ön plana çıktığı bu dönemlerde ismini var etmiştir. Şarkılarında sürekli umut dolu mesajlar verip karamsarlığı her şeye rağmen ötelemeye çalışmış, dünya meselelerini fazlasıyla kafaya takmış, her şeye fazlasıyla inançlı ve “sanatçı” sıfatını üzerinde hiç emanet durmadan taşıyan gerçek bir müzisyendir Cat Stevens.

 

THE BEE GEES – TO LOVE SOMEBODY

“Bir ışık var, belirgin bir ışık
Bana gözükmemiş olan.
Seninle yaşanmasını istediğim bir hayat.
Bir yolu var, sana sahip değilsem bu neye yarar? “

Her zaman söylerim ne varsa 60 ve 70’lerde var diye. Özellikle söz konusu olan şey İngiliz müziği ise… Pop, pop rock, soft, psychedelic tınılarının doğal, nahif ve en hissli, içsel yorumlarını o yıllarda, o notalarda bulmak mümkün. Farklı tarzların karışımları dahi o dönemde kesinlikle yapay durmuyor. Bu yüzdendir ki o yılların grupları bugün var olsalar da olmasalar da hala ölümsüz olmayı bir şekilde başarıyorlar.

Gibb Kardeşler’in 1950’lerin sonundan itibaren başlayan müzik yolculuğu 1960’ların ortalarından itibaren daha da şekillenmiş ve grup ünlenmeye başlamıştır. 1967 yılında Bee Gees olarak albüme son halini veren Gibb kardeşler o dönemin efsaneleşen ismi The Beatles’dan da fazlasıyla etkilenmiştir.

Pop-Rock tarzını, psychedelic tınılar ve özellikle şarkı sözleriyle de destekleyen grup zaman ilerledikçe daha da yapmak istediği müziği ön plana çıkarmış ve kariyer yolunda önemli aşamaları geride bırakmıştır. Birbirinden farklı ve yetenekli üç kardeş, o dönemde efsane olmayı gözüne kestiren tavırlarla dünya müziğinin tam kalbine göz kırpıyordu. Şarkılarının çoğunu kadın sesine yakın tiz bir ses ile seslendiren Barry, İngiliz tarihinin en başarılı söz yazarlarından olan Robin ve müzikal zekası yüksek olan Mourice iş birliğiyle Bee Gees adı ve tadı olan, ismi unutulmaz, kimileri için de vazgeçilmez bir grup olarak varlıklarını devam ettirmişlerdir.

 

SIMON & GARFUNKEL – THE SOUNDS OF SILENCE

“Size dedim ki bilmiyorsunuz.
Sessizlik bir kanser gibi yayılır.
Duyun size öğretebileceğim sözlerimi.
Tutun size ulaşabileceğim kollarımdan.
Ama sözlerim sessiz yağmur damlaları gibi düştü.
Ve yankılandı sessizliğin kuyularında.
Ve kimse cesaret etmedi sessizliğin sesini bozmaya. “

Sessizliğin farklı tonlarını anlatan asla eskimeyecek bir şarkı The Sound of Silence. Sessizliğe övgü, sessizliğe öfke… Suskunluğa dokunuş, suskunluğa itiraz… Gerçek, huzur, yalnızlık, utanç, korku, heyecan ve daha neler neler… Hepsinin içinden geçiriyor bu eşsiz şarkı insanı. Daha girişindeki o kısa introyla bile ele geçirebiliyor sizi. Öyle bir şarkı ki bu, siz dinledikçe adeta bir kanser gibi içinizde yayılır. Her bir sözü tek tek içinizde duymaya çalışın! Hissedin! Ulaşın ona! İnin en derine! Cesurca keşfedin sessizliğin kuytularını en derin kuyularda. Korkmayın düşen yağmur damlaları altında boğulmaktan. Hadi bir cesaret, sessizliğin sesini duymaya…


Rahmi Mert Özcan – Bir Dünya Müzik 2022 Şubat Sayısı Yazısı



, , ,