13 Kasım 2021 herhangy

Bir Dünya Müzik – 2021 Kasım

Rahmi Mert Özcan ‘Bir Dünya Müzik’ dergisindeki Kasım ayı yazısında iz bırakan şarkılara değindi!

ÖLÜMSÜZ ŞARKILAR


Şarkılar… Seninle, benimle, bizimle yaşayan o sihirli sesler ve herkesin kendine göre içselleştirdiği çeşitli hikâyeler. Ne büyük ihtiyaçtır, ne güzel arkadaştır, nasıl da pek çok soruya cevaptır şarkılar. Bazen yalnızlığın olur, bazen kalabalığın; kimi zaman acına ortak, kimi zaman mutluğuna… Kısacası her şeydir şarkılar, senin için olan, senin seçtiğin ve kurduğun o hikâyede sadece senin yaşadığın… Sana bana sorsak belki sadece bizim için bile yazılmış olabilecek şarkılardır bu şarkılar. Zamanda yolculuk için olmazsa olmazın, birine armağan etmek veya kendini ifade etmek için kullanabileceğin en romantik yanındır. En önemlisi nefesini hissetmene, heyecanına, duyguna, kendini hatırlamana yardımcı acil ihtiyaçtır yine bu şarkılar. Öyle güzel hikâyeler anlatırlar ki zaman kavramını yitirir, yaşamla birleşir, sonsuzluğun derinleşir. Hazırsak o halde şarkıların etkileşimi tam o anda seni ele geçirir.

 

 SIMON AND GARFUNKEL – THE SOUND OF SILENCE (1964)

“ Selam Karanlık, eski dostum

Sükûtun sesinde hala duyuluyor

Fakat sözlerim sessiz birer yağmur damlası gibi

Suskunluk kanser gibi büyüyor.”

Neredeyse söylemeyen kalmadı bu parçayı. Paul Simon etkisi dışında diğerleri için ‘Tadında dinlenebilir.’ yorumu şarkının güzelliği gereği söylenebilir. Öyle bir şarkı ki bu üst üste 50 kere dinledim diyeni bile eleştiremezsiniz hatta belki 51. kez neden dinlemedin diye sorgularsınız. Bazı şarkılar için şu söz çok kullanılır: ‘olmuş şarkı’ İşte bu parça tam da bu tanıma uyuyor. Aynı anda hem huzur bulmak hem de huzursuz olmak istiyorsanız çare ‘The Sound of Silence’…

 

THE BEATLES – HEY JUDE ( 1968 )

“Hey Jude, daha da kötüleştirme durumu.

Hüzünlü bir şarkı tuttur ve düzeltiver.

Unutma, bırak kalbine girsin

Ki sonra başlayabilirsin düzeltmeye durumu…”

Müthiş bir Paul McCartney bestesi. Annesi ve babası ayrılan Julian Lennon için çok zaman ayıran Paul Amca bu küçük çocuk için şarkı bestelemeye karar verir. Şarkının adı ilk olarak Hey Jules’dır ama daha sonra kulağa daha iyi geldiğini düşünerek sözü Hey Jude olarak değiştirir ve John Lennon’a sunar. Hatta sonrasında McCartney şarkıda geçen The Movement You Need is On Your Shoulder (ihtiyacın olan hareket senin omuzlarında) dizesini de şarkıya yakışmadığından dolayı da çıkarmak ister ama John Lennon aksini düşünür, sözlerin kalması taraftarıdır. Ona göre şarkının da en anlamlı dizeleri bu satırda geçen kelimelerdir. Şarkı içerisinde tek kifayetsiz satırın olması da işte bu yüzdendir.

 

ELVIS PRESLEY – I CAN’T HELP FALLING IN LOVE (1961)

“Sana aşık olmaktan kendimi alamıyorum

Akıllı adamlar sadece aptalların bu işe bulaştığını söylerler

Elimi tut, bütün hayatımı da

Tıpkı dosdoğru denize akan bir nehir gibi.”

Muhteşem bir klasik daha. Las Vegas canlı performansını dinlediğimde mest olmuştum. Hayat ve aşk temalı bu şarkıda sözlerin nedenlerini düşündükçe, parça seni dondurup bırakan bir etkiye bürünüyor. Benim tavsiyem söz konusu aşkınız karşılıksızsa siz de nedenlerini aramaya devam edin. Hayır, benimkinin karşılığı var diyorsanız “Let’s Never Stop Falling in Love” şarkısına geçmeniz en uygun davranış biçimi olacaktır.

 

THE ROLLING STONES – ANGIE (1973)

“Ruhumuzda aşk ve cebimizde para olmadan

İyi olduğumuzu söyleyemezsin

Kurduğumuz tüm o hayaller suya düştü sanki

Bırak fısıldayayım kulağına

Angie…”

Önce The Rolling Stones’un hakkını verelim sonrasında yaptığı cover ile Tori Amos’a da teşekkür edelim. Mick Jagger’ın klasikleşmiş sesinden farklı olarak daha naif heyecanlar yakaladığımız bir şarkı olmuştur Angie. Şarkının rivayetlerinden biri ağlatmasıdır, ağlatan şarkı diye anılır. Merak ettiğim İstanbul konserlerinde neden çalmamış olduklarıdır. Yıllardır bu sayede gözümün önüne Mick Jagger’ın klipteki kostümü gelir. Ardından şarkının derinlerinde kalma adına gönül gözümde klibi kapatırım ve sadece şarkıya odaklanırım.

 

 CAT STEVENS – LADY D’ARBANVILLE (1970)

“Darbanville neden bu kadar hareketsiz uyuyorsun?

Nefesin neden bu kadar yavaş?

Neden bu kadar soğuk görünüyorsun?

Seni yarın uyandıracağım.”

Patti D’arbanville için yazılmış bir ayrılık vakti hikâyesini doğuruyor Lady D’arbanville parçası. 1970’lere damgasını vurmuştu. Çok fazla söylendi, bestesi çoğu kere kullanıldı. Ne yazık ki makarna reklamlarında bile duyuldu. İlginç bir detay da bizim kendi müziğimizden TSM’den gelsin. Neşe Karaböcek de bu parçanın bestesini kullanarak ‘Özlem Rıhtımı’nın sözleriyle birleştirmişti. Bu da mı oldu demeyin çünkü oldu. Özlem Rıhtımı’nda gün akşam oldu, sarı küreklere gel usul usul…

 

ERIC CLAPTON – TEARS IN HEAVEN (1992)

“Cennette seni görsem elimi tutar mıydın?

Ayakta kalmamı sağlar mıydın?

Biliyorum ki kalamam. “

Yıllarca eskimeyecek kadar güzel bir şarkı ama hikayesi oldukça dramatik. Yıl 1991, Clapton, oğlu Conner’a bakması için onunla beraber kendi annesinin evine gider. Oyun oynadığı sırada oğlu, 53.katta oturan babaannesinin balkonundan aşağıya düşer ve bu üzücü olayın ardından uzun süren depresyonların ardından yitirdiği oğlu için bu şarkıyı yapar.

Bu hayat yolculuğunda etkisi ölümsüz olan bu şarkılar ömür boyu bizlere arkadaş olmaya hazır. Öyle derin ki notalar, dinlediğinizde siz de hayatınıza bir şeyler daha eklemiş olacaksınız. Eğer zaten repertuvarınıza çok önceden girmişse bir de bu hikayeleri ile dinlemenizi muhakkak tavsiye ederim 🙂


Rahmi Mert Özcan – Bir Dünya Müzik 2021 Kasım Sayısı Yazısı



, , , ,